TELEVİZYONDA YAYINLANAN DİZİLERDEKİ ŞİDDET İÇERİKLİ GÖRÜNTÜLERİN SEYİRCİLER ÜZERİNDEKİ ETKİSİ

Bu araştırmanın konusunu televizyonda yayınlana yerli dizilerdeki şiddet unsuru sayılabilecek görüntülerin izleyiciler üzerindeki etkileri oluşturur. Çalışma, günümüz toplumlarında medyanın en yaygın formu olan televizyon üzerinde yoğunlaşır. Televizyon, özellikle gençleri daha çok etkilemektedir. Bu bağlamda, sosyal öğrenme kuramı içerisinde yer alan, model alma yoluyla öğrenme davranışı açısından televizyon önemli bir medyadır. Çalışma Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi Lisans öğrencileri ile gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın verileri 302 öğrenciye anket uygulanarak elde edilmiştir. Araştırma sonucunda gençlerin televizyonda yayınlanan yerli dizilerde şiddet unsurunun var olduğu ve bunun insan davranışlarını etkilediğini düşündükleri sonucuna ulaşılmıştır.
Anahtar kelimeler: Televizyon dizileri, Şiddet, İnsan davranışları

Giriş
Günümüz toplumlarını etkileyen en önemli güçlerden birisini medya oluşturur (Giddens,2000; Çetinkaya,2005; Karacoşkun,2002). Sosyolojik açıdan medya dinleyici/izleyici üzerinde zihinsel, tutumsal ve davranışsal etkiler yaratmaktadır. Medya bu etkileri yaparken içinde bulunduğu toplumdan bağımsız değildir. Ancak günümüzde medya – toplum etkileşiminde medyanın görece daha belirleyici olduğu gözlemlenmektedir. Bu durum, özellikle görsel ve işitsel özelliklere sahip olan televizyon için daha doğru bir saptamadır. Medyanın önemli bir formu olan televizyon bireylerin davranışlarını şekillendirme, onlara çeşitli konularda model sunma, bilgi ve bilinç sağlama gibi konularda en çok dikkati çeken bir iletişim aracıdır (Dönmezer,1978; Batmaz ve Aksoy,1995; Giddens,2000; Çetinkaya,2005).
Şiddet; güç, zorlama ve baskı yoluyla bedensel ya da ruhsal zarara neden olan söz, yaklaşım, tutum ve hareketlerin tümüdür. Şiddetin fiziksel, cinsel, duygusal, sözel, ekonomik ve politik olmak üzere birçok çeşidinden söz etmek mümkündür. Megee'ye göre; "Şiddet yeni bir olgu değildir ve her zaman da kötü değildir". Örneğin: eğer bir sanatçı canlandırdığı karakter hakkında ve karakterin şiddet eğiliminden önce içinde bulunduğu ikilem hakkında bizi endişeye sokabilecek yeteneğe sahipse, sanat, müzik, resim ve dramda kullanılan şiddet pozitif olabilir. Shakespeare'in Hamlet'indeki şiddet, öldürmeler ve intihar hakkında en dikkate değer noktalardan biri: "Eğer gereksiz olmasaydı gerçekleşmezdi" düşüncesini izleyicinin zihnine yavaş yavaş yerleştirmesidir. İzleyici burada bir kayıp duygusu hissetmektedir (aktaran Kalin 1997).
Televizyon programlarının çok sayıda şiddet öğesi içerdiği bilinmektedir (Rigel,1995; Özal,1996; Gezgin,1996; Karacoşkun,2002). Bu konudaki çalışmalar bireylerin televizyon programlarından etkilendiklerini ortaya koymaktadır. Ancak bu etkiyle ilgili iki farklı görüş vardır. Bu görüşlerden birincisi; televizyonun bireyleri suç ve şiddete yönlendirmede oldukça etkili olduğudur. Diğer görüş ise; medya ve şiddet arasındaki ilişkinin gerçekte çok zayıf olduğunu ileri sürmektedir. Buradaki temel düşünce, televizyondaki şiddet gösteriminin gerçek yaşamdaki saldırgan davranışı ne kadar ve hangi yollarla uyardığının açık olmadığıdır.
Son yıllarda Türkiye’de gençliğin özellikle televizyon dizilerinden oldukça etkilendiğine yönelik dikkate değer gözlemler bulunmaktadır. Gençlerin televizyon dizilerindeki kahramanları modellemeleri; davranış, düşünce ve biçim olarak bu kahramanlara benzemeye çalışmaları dikkat çekmektedir. Bu konuda Türk televizyonlarında oldukça popüler olan bazı dizilerin (Deli Yürek, Yılan Hikâyesi, Kurtlar Vadisi, …) özellikle gençler tarafından izlenme oranlarının yüksek olması çok anlamlıdır. 1980’li yıllardan itibaren televizyonun toplumumuzda gittikçe yaygınlaşması, özel televizyonların artan egemenliği, nüfusumuzun önemli bir kısmını oluşturan gençliği de bu bağlamda daha çok etkilemektedir. Ülkemizde gençler televizyona yoğun ilgi göstermektedir. Özellikle ‘popstar’ türü yarışma ve eğlence programları, aksiyon filmleri, birbirine benzeyen dizi filmler, gençlerimizin ilgiyle izledikleri program türleridir (Çetinkaya,2005). Bu programların sosyalleşme ve kişilik gelişimi sürecinin kritik döneminde bulunan gençleri birçok açıdan (tutum ve değerler edinme, davranış örüntüleri kazanma, rol modellerini gözlemleme, taklit etme… gibi) etkilediği ileri sürülebilir.
Toplumla ilgili istatistiksel rakamlar, basın ve birçok bireye göre, çocukların sınav sonuçlarının düşmesinden "aile değerlerinin" kaybına kadar, hemen hemen her güncel kötülüğün altında televizyon programları vardır. Bazı eğitimciler de televizyon cihazına, temelde yüzeysel olduğu gerekçesiyle, saldırmış ve yüzeysel düşünceyi teşvik ettiğini iddia etmişlerdir (Huston & Wright, 992).
Günümüzde televizyonların hemen hepsi 24 saat yayın yapmakta ve izleyiciler dijital uydu alıcılarıyla ve gerekli dekoderlerle binlerce kanalı seyredebilme durumundadırlar. Bugün bireyler, adeta bir görüntü bombardımanına maruz bırakılmaktadırlar. Dört yaşından itibaren günde ortalama 5 saat televizyon seyreden bir çocuk 18 yaşına gelene kadar, yılda 1.825 saat, 14 yılda ise 25.550 saat televizyon izleme durumunda kalmaktadır ki bu da 1.064 gün eder, bu süre üç yıla yakındır. Yine aynı çocuğun 7 yaşından itibaren günde 6 saat okulda eğitim aldığını düşünülürse, bu rakam haftada 30, ayda 120 ve yılda 1.080 saat yapacaktır. Bu çocuk, 18 yaşına gelene kadar 11 yılda 11.880 saat okulda eğitim alabilecektir. Okulda geçen zaman dilimi neredeyse televizyon karşısında geçirdiği zamanın %45’i oranındadır. Günümüzde kişilerin televizyon karşısında geçirdiği süre, okuldan, ailesinden ve kişinin kendine ayırdığı zamandan çok daha fazla yer işgal etmektedir.
Televizyondaki şiddetin izleyiciler üzerindeki etkileri konusunda oldukça fazla araştırma yapılmış ve yapılmaya da devam etmektedir. Yapılan son tahminlere göre ABD’de bir çocuk ilkokulu bitirinceye kadar televizyon ve sinemada yaklaşık 8.000 kişinin öldürülmesini seyretmektedir. ABD’de son otuz senedir özellikle büyük şehirlerde saldırı ve öldürme olaylarının önemli oranda arttığı gözlenmiştir (Erten Ardalı, 1996:162-163).
Bu çalışma gittikçe daha yoğun bir şekilde artan televizyonda yayınlanan dizilerdeki şiddet unsuru içeren programların bireyler üzerindeki etkilerinin ne ölçüde olduğu tartışılacaktır. Anket yönteminin kullanıldığı çalışmada Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde öğrenim gören 302 lisans öğrencisi örneklem olarak seçilmiştir. Bireylerin televizyonda yayınlanan dizilerdeki şiddet içerikli görüntülerden rahatsız olup olmadıkları ve bu sahnelerin bireyleri etkileyip etkilemediğinin saptanması çalışmamızın amacını oluşturmaktadır.
Yöntem
Bu çalışmanın ana amacı televizyonda yayınlanan şiddet görüntülerinin insan davranışlarını hangi ölçüde etkilediğini tespit etmektir Bu doğrultuda geliştirilen araştırma soruları şu şekildedir:
·         Televizyonda yayınlanan dizilerdeki şiddet içermekte midir?
·         Televizyonda yayınlanan dizilerdeki şiddet içerikli görüntüler bireylerin davranışı etkilemekte midir?
·         Televizyonda yayınlanan dizilerdeki şiddet içerikli görüntüler bireyleri rahatsız etmekte midir?
·         Bu tür dizilerin yayından kaldırılması toplum düzeni açısından gerekli midir?
Çalışmamızda anket yöntemi kullanılmıştır. Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi Lisans programında okuyan 302 öğrenciye televizyon dizilerindeki şiddet unsuru hakkında 20 adet soru yöneltilmiş ve cevaplamaları istenmiştir. Ankete katılan öğrencilerden 156’sı erkek, 146’sı ise kadındır.  18 ile 35 yaşları arasındaki öğrencilerin katıldığı ankette sınıf ve bölüm dağılımları ise şu şekildedir;

Çizelge 1: Yaş Değişkeninin Frekans Dağılımları

Yaş
Frekans
Yüzde

18
6
2,0
19
25
8,3
20
34
11,3
21
62
20,5
22
63
20,9
23
52
17,2
24
27
8,9
25
18
6,0
26
11
3,6
27
1
,3
35
3
1,0

302
100,0



Çizelge 2: Sınıf Değişkeninin Frekans Dağılımları
Sınıf
Frekans
Yüzde

1.
68
22,5
2.
76
25,2
3.
97
32,1
4.
61
20,2

302
100,0

Çizelge 3: Bölüm Değişkeninin Frekans Dağılımları
                         Bölüm
Frekans
Yüzde

Halkla İlişkiler ve Tanıtım
58
19,2
Gazetecilik
167
55,3
Radyo Sinema Televizyon
77
25,5

302
100,0

Araştırmanın ana problemine cevap bulma sürecinde SPSS15.0 (Statistical Packet for The Social Science) programından yararlanılmıştır. Televizyon izleme saatlerinin ön plana çıkartılabilmesi amacıyla 164 örgün öğretim ve 138 ikinci öğretim öğrencisinden anket sorularımızın cevaplanması istenmiştir. Ankete katılan öğrencilerin aylık ortalama bireysel harcamaları ise 200 ile 2500 lira arasında değişkenlik göstermektedir.
Bulgular ve Analizlerin Yorumlanması
Televizyonda yayınlanan dizilerdeki şiddet unsurunu ön plana çıkarmak amacıyla yapılan bu araştırmada bireylere 20 soru yöneltilmiş ve cevaplamaları istenmiştir. Ankette kişilere televizyonda yayınlanan dizileri sürekli takip edip etmedikleri sorulmuştur. Ankete katılan 302 kişiden 200’ü evet şıkkını işaretlerken 102 kişi düzenli olarak dizi takip etmediğini belirtmiştir. Düzenli dizi takip edenlerin oranı %66,2 iken düzenli bir şekilde dizi izlemeyenlerin oranı ise %33,8 olarak saptanmıştır.
Ankette sorulan bir diğer soru ise bireylerin televizyonda yayınlanan dizilerden kaçını düzenli olarak takip ettikleridir.  Buna göre ankete katılan 302 kişiden 111’i televizyonda yayınlanan dizilerden 1 tanesini düzenli olarak izlerken, 2 dizi izleyenlerin sayısı 60, 3 dizi izleyenlerin sayısı 30 ve 4 ya da 4’ten fazla diziyi takip edenlerin sayısı ise 13 olarak saptanmıştır.
Ankete katılan bireylerin hangi dizileri takip ettiklerine yönelik soruya verilen cevaplar ise şu şekildedir;
Çizelge 4: İzlenen dizilerin Frekans Dağılımları
Dizi
Frekans
Yüzde

Kurtlar Vadisi Pusu
36
11,9
Medcezir
40
13,2
Karadayi
16
5,3
Kardes Payi
46
15,2
Mutlu Ol Yeter
12
4,0
Diğer
66
21,9
Yok
86
28,5

302
100,0

Anket sonuçlarına göre en çok takip edilen dizi 46 kişi ile Kardeş Payı olarak saptanmıştır. Sonrasında 40 kişi ile Medcezir ve 36 kişi ile Kurtlar Vadisi Pusu, Kardeş Payı’nı takip eden diziler olmuştur. Diğer seçeneğini işaretleyenler ise genel olarak Aşk Yeniden dizisini izlediklerini belirtmişlerdir. Ankete katılan kişilerden 113’ü izlediği dizinin şiddet unsuru içerdiğini düşünürken, dizilerde şiddet unsurunun olmadığını düşünenlerin sayısı ise 107 olarak saptanmıştır. 82 kişi düzenli olarak dizi izlemediği için bu soruyu cevaplamamıştır.
Şiddet, kişilerce farklı şekilde yorumlanabilmektedir. Bireyler dizilerdeki sahneleri farklı şekilde yorumlayabilmektedir. Bu farklılığı ortaya çıkarmak amacıyla yöneltilen bir soruda ortaya çıkan sonuçlar ise aşağıdaki gibidir;
Çizelge 5: Şiddet unsuru olarak algılanan sahnelerin Frekans Dağılımları
Sahne
Frekans
Yüzde

Oyuncuların kullandığı argo sözcükler
62
20,5

Kavga sahneleri
132
43,7

Savaş sahneleri
54
17,9

Kan görüntüsü
54
17,9


302
100,0

Çıkan sonuçlara göre ankete katılanlar arasında 132 kişi dizilerdeki kavga sahnelerini bir şiddet unsuru olarak görmektedir. Bu rakam yüzdelik dilimde %43,7 olarak hesaplanmıştır. 62 kişi (%20,5) ise dizi oyuncularının kullandığı argo sözcükleri şiddet olarak algıladığını belirtirken Savaş sahneleri ve kan görüntüsünü şiddet olarak sayanların sayısı ise 54 kişi (%17,9) olarak saptanmıştır.
Anket sonuçlarına göre 223 kişi şiddet içeren dizilerin izleyiciler tarafından özellikle tercih edildiğini düşünüyor. Bu rakam %73,8’e denk gelmektedir. Bu durumun böyle olmadığını düşünenlerin sayısı ise 79 kişi olarak saptanmıştır. Onun oranı ise 26,8 olarak hesaplanmıştır. Bu dizilerin insan davranışlarını etkileyip etkilemediğini ortaya çıkarmak amacıyla sorduğumuz soruya ilişkin cevaplar ise aşağıdaki grafikteki gibi olmuştur;
Çizelge 6: Dizilerde yer alan şiddet unsurunun insan davranışlarına etkisi Frekans Dağılımları

Frekans
Yüzde

Evet
246
81,5
Hayır
56
18,5

302
100,0

Bu sonuçlara göre ankete katılan kişiler dizilerin insan davranışlarını önemli ölçüde etkilediğini ve bireyleri şiddete yönlendirdiğini düşünmektedir.

Şiddet unsuru içeren dizilerdeki başrol oyuncularının izleyiciler tarafından rol-model olarak alınıp alınmadığına yönelik sorumuza ise katılımcıların %88,7’si evet cevabı vermiştir. Bunun rakamsal karşılığı ise 268 kişidir. Hayır diyenlerin oranı ise %11,3 yani 34 kişidir. Bu rakamlar bize Türk halkının yayınlanan dizilerdeki karakterlerden önemli ölçüde etkilendiğini ve davranış, hal ve hareketlerini bu karakterlere göre şekillendirdiği sonucunu vermektedir. Bu tür dizileri izleme noktasında bireylerin aileleri ya da arkadaşları tarafından uyarılma ve engellenme oranları ise oldukça ilginçtir. Ankete katılan 302 kişiden sadece %20,5’i yani 62 kişi uyarıldığını ve engellendiğini söylerken 240 kişi herhangi bir engellemeyle karşılaşmadığını söylemiştir. Bu cevabı verenlerin oranı ise %79,5’tir.

Şiddet içeren televizyon dizilerinin izleyicileri ne kadar etkilediğini ortaya çıkarmak amacıyla sorulan soruya verilen cevaplar aşağıdaki gibidir;

Çizelge 6: Şiddet içeren Tv dizilerinin izleyicileri suç ve şiddete yönlendirdiği görüsüne katılıyor musunuz?
 

 


Frekans
Yüzde

Evet
248
82,1
Hayır
54
17,9
302
100,0

Bu sonuca göre ankete katılanların büyük kısmı bireylerin dizilerden etkilenerek hareket ettikleri ve bu tür dizilerin insanları suça ve şiddete yönlendirdiği noktasında birleşmektedir. Ancak bu tür dizilerin yayından kaldırılması gerektiğini düşünenlerin sayısı bu bilgiyi yalanlamaktadır. Şiddet içerikli dizilerin yayından kaldırılması gerektiğini düşünenlerin sayısı 141 kişiyken, kaldırılmaması gerektiğini düşünenlerin sayısı 161 kişi olarak saptanmıştır. Yüzde olarak hesaplandığında bu soruya evet cevabı verenlerin oranı %46,7 iken hayır diyenler 53,3 olarak hesaplanmıştır.

Televizyondaki şiddet içerikli yayınların ortadan kaldırılması noktasında birçok kişi ya da kuruma önemli görevler düşmektedir.  Bu noktada çıkan sonuçlar şu şekildedir;

Çizelge 7: Televizyonda yayınlanan dizilerdeki şiddet unsurunun ortadan kaldırılması noktasında en önemli görev kime düşmektedir?

Frekans
Yüzde

İzleyiciler
113
37,4
Yapımcı, Senarist ve Yönetmenler
72
23,8
Televizyon Kanal Yöneticileri
63
20,9
Siyasi idareciler
34
11,3
Aile
12
4,0
Diğer
8
2,6

302
100,0

Bu sonuçlara göre ankete katılanlar izleyicilerin bu dizileri izlemeyi bıraktıkları takdirde bu tür dizilerinde tarihe karışacağını düşünüyor. Böyle düşünenlerin sayısı 113 kişi yani %37,4 olarak saptanmıştır. Bunu %23,8 ile yapımcı, senarist ve yönetmenlerin görevi olduğunu düşünenler izlerken diğer seçeneğini işaretleyen ve bu görevin Sivil Toplum Kuruluşlarına verilmesi gerektiğini düşünenlerin oranı ise %2,6 yani 8 kişi olarak hesaplanmıştır.
Ankete katılanlara sorulan son soru ise bu şiddet unsurunun eğitimle ortadan kaldırılıp kaldırılamayacağına yönelik olmuştur. Bu sorunun grafiği ise aşağıdaki gibidir;
Çizelge 8: Şiddet içeren davranışların eğitimle engellenebileceğine inanıyor musunuz?

Frekans
Yüzde

Evet
222
73,5
Hayır
80
26,5

302
100,0

Bu sonuçlara göre eğitimle bu tür davranışların önüne geçilebileceği düşüncesi ön plana çıkmıştır. Ankete katılanların %73,5’i yani 222’si eğitimin bu noktada büyük önem taşıdığını düşünürken &26,5’i yani 80’i eğitimin insan davranışlarını etkileme ve şiddeti engelleme noktasında yetersiz olacağını düşünmektedir.

Sonuç
Teknolojinin gelişmesiyle birlikte televizyon hayatımızda her geçen gün daha fazla yer edinmeye başlamıştır. Bu durum tek düze ve aynı konuların işlendiği dizilerin sürekli olarak ekrana gelmesine neden olmaktadır. Şiddet unsurunun fark edilebilirliğinin ölçülmesi ve insan davranışlarını etkileyip etkilemediğinin araştırılması amacıyla yapılan bu anket çalışmasında ilginç sonuçlara ulaşılmıştır. Çalışmamızın başında merak edilen sorularımıza ise net cevaplar alınmıştır. Anket sonuçlarına göre katılımcılar televizyonda yayınlanan dizilerin şiddet içerikli olduğunu noktasında büyük bir çoğunluğu evet yanıtını vermişlerdir. Aynı zamanda bu tür dizilerin insan davranışlarını olumsuz yönde etkilediği görüşünde de hemfikir olmuşlardır.
Ancak tüm bu sonuçlara rağmen katılımcılar hiçbir rahatsızlık duymadan bu dizileri takip etmeye devam ettiklerini ve edeceklerini de anket çalışmamız sırasında söylemişleridir. Bu tür dizilerin yayından kaldırılmasının hiçbir şeyi değiştirmeyeceğini düşünenlerin oranı da oldukça fazladır.  Tüm bunlar çerçevesinde dizilerin yayınlanması ya da yayından kaldırılması çok fazla şeyi değiştirmeyeceği sonucunu çıkarmak yanlış olmayacaktır. Çalışmamızın amacı olan dizilerdeki şiddet içerikli görüntülerden rahatsız olup olmadıkları ve bu sahnelerin bireyleri etkileyip etkilemediğinin saptanması alınan cevaplar neticesinde rahatlıkla ortaya çıkmaktadır. Bireyler genel anlamıyla şiddet içerikli görüntülerden rahatsızlık duymamaktadır ancak bu tür dizilerin insan davranışlarını olumsuz yönde etkilediğinin farkındadır.
Şiddetin ortadan kaldırılması noktasında birçok kurum ve kişiye önemli görevler düşmektedir. İletişimcilerde bu noktada tereddüt etmeden üzerine düşeni yapmalıdır.  Bu noktada daha bilinçli iletişimciler ve daha doğru televizyon projeleri (dizileri) ile daha temiz ve sağlıklı toplumun yaratılması noktasında çalışmalar yürütülmesi gerektiğinin zorunluluğu su götürmek bir gerçek olarak karşımızda durmaktadır.





1.Yaşınız ?   ……………………..
2.Cinsiyetiniz ?
a) Erkek         b) Kadın
3.Sınıfınız ?      a) 1.Sınıf     b) 2. Sınıf     c) 3. Sınıf    d) 4. Sınıf   
4.Bölümünüz ?  
a) Halkla İlişkiler ve Tanıtım  
b) Gazetecilik
c) Radyo Sinema ve Televizyon
5.Program türü ?  a) Örgün Öğretim       b) İkinci Öğretim
6.Aylık ortalama bireysel harcamanız ? (……………………………….)
7.Televizyonda yayınlanan dizileri düzenli bir şekilde takip eder misiniz? (Cevabınız hayır ise 8,9 ve 10. soruları boş bırakınız)
                      a) Evet                b) Hayır
8.Televizyonda yayınlanan dizilerden kaç tanesini düzenli olarak takip etmektesiniz?
                      a) 1        b) 2     c) 3      d) 4+
9. Takip ettiğiniz dizilerin isimlerini yazar mısınız?
………………………………………………………………………………………………………………………………………
10. Düzenli olarak takip ettiğiniz dizilerin şiddet unsuru içerdiğini düşünüyor musunuz?
                      a) Evet                b) Hayır
11.Televizyonda yayınlanan ve sizin izlemeyi tercih ettiğiniz dizilerde size göre hangi hareketler o dizide şiddet unsurunun olduğunu gösterir?
                      a)Oyuncuların kullandığı argo sözcükler
                      b)Kavga sahneleri
                      c)Savaş sahneleri
                      d) Kan görüntüsü
12. Televizyonda yayınlanan ve şiddet unsuru içeren dizilerin izleyiciler tarafından özellikle tercih edildiğini düşünüyor musunuz?
                      a) Evet                b) Hayır
13.Televizyonda yayınlanan dizilerde yer alan şiddet unsurunun insanların davranışlarını etkilediğini düşünüyor musunuz?
                      a) Evet                b) Hayır
14.Sizce şiddet unsuru içeren dizilerdeki başrol oyuncuları, izleyiciler tarafından rol-model olarak alınmakta mıdır?
                      a) Evet                b) Hayır
15.Aileniz ya da arkadaşlarınız bu tür dizileri izlemede size engellemekte midir?
                      a) Evet                b) Hayır
16.Şiddet içeren Tv dizilerinin izleyicileri suç ve şiddete yönlendirdiği görüşüne katılıyor musunuz?
                      a) Evet                b) Hayır
17.Bu tür dizilerin yayından kaldırılması gerektiğini düşünüyor musunuz?
                      a) Evet                b) Hayır
18. Televizyonda yayınlanan dizilerdeki şiddet unsurunun ortadan kaldırılması noktasında en önemli görev kime düşmektedir?
                      a) İzleyiciler     
                      b) Yapımcı, Senarist ve Yönetmenler
                      c) Televizyon Kanal Yöneticileri
                      d) Siyasi İdareciler
                      e)Aile
                      f)Diğer (……………………………………………)
19.Şiddet içerikli dizilerin tamamen yayından kaldırılması gerektiğini düşünüyor musunuz?
            a) Evet                b) Hayır
20.Şiddet içeren davranışların eğitimle engellenebileceğine inanıyor musunuz?
a) Evet                b) Hayır



Kaynakça

Çağlayandereli Mustafa, Erjem Yaşar, 2006, Televizyon ve Gençlik: Yerli Dizilerin Gençlerin Model Alma Davranışı Üzerine Etkisi, Cumhuriyet Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Mayıs 2006 Cilt: 30 No:1

Öneren Melahat, 2013, İmaj Yönetiminin Tv Dizi Seyircileri Üzerindeki Etkisi, KMÜ Sosyal ve Ekonomi̇k Araştırmalar Dergi̇si 15 (24): 75-85

İşçibaşı Yaprak, 2002, Medyada Şiddet Konusunda Bazı Sorular, Kurgu Dergisi S; 19, 47-52

Can Aytekin, Toruk İbrahim, Şiddet Unsuru İçeren Programlarda Yayınlanan Reklamların Hatırlanma Düzeyi,

Mutlu Erol, 1999, Televizyon ve Toplum, TRT Yayınları, Ankara

Turam Emir, 1996, TV’deki Şiddetin Çocuklara Etkileri Üzerine Farklı Bir Bakış, Cogito S: 6-7 Kış-bahar 1996, Yapı Kredi Bankası Yayınları, İstanbul

Akarcalı S., 1996, Televizyon ve Şiddet. Yeni Türkiye. Sayı 11, yıl 2, 553-560

Kösebalaban Doğan Nalân, 2006, Televizyon Programlarındaki Şiddet Öğelerinin Çocuklar Üzerindeki Etkisi ve Ebeveynlerin Tutumlarının Belirlenmesine Yönelik Bir Araştırma,
İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Dergisi


Gezgin, Suat, 1996, Göstergesel Şiddet (Ekrandan Sıçrayan Kan), iç. Yeni Türkiye Dergisi, Medya Özel Sayısı -1, Sayı 11, s. 558-561.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

RAYMOND HENRY WİLLİAMS

Doğuş Holding Ekonomi Politiği