Kayıtlar

Şubat, 2015 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Ahmet durdu, Seba gitti...

Resim
Cumhuriyetimiz henüz 3 yaşındayken, 5 Nisan 1926 yılında Sakarya’nın Hendek ilçesinde doğdu. İlkokulu Sakarya’da okuduktan sonra İstanbul’a geldi ve Galatasaray Lisesi’ne kayıt yaptırdı. Ancak lise eğitimini Kabataş Erkek Lisesi’nde tamamladı. Sırtına siyah beyaz formayı ilk defa geçirdiğinde takvimler 1946 yılını gösteriyordu… Süleyman Seba’dan bahsediyorum… Bugünlerde adı olumsuz birçok konuya karışan Türk sporu önemli bir değerini daha kaybetti. Beşiktaş’ın onursal başkanlarından Süleyman Seba, tedavi gördüğü hastanede 13 Ağustos günü, 88 yaşındayken hayata gözlerini yumdu. Geride birçok anı, başarı ve güzellik bıraktı Seba. Her ne kadar futbolcuyken kendisini izleyemesem de ya da başkan olduğu yıllarda kendisini takip etmeye yaşım yetmese de okuduklarım, dinlediklerim ve izlediklerim kendisinin ne kadar büyük bir insan olduğunu gösterdi bana. Süleyman Seba 1984 yılında seçildiği Beşiktaş Kulübü’ndeki başkanlık görevini 16 yıl boyunca aralıksız devam ettirdi. Bu 16 yıl

GRAMAFON KAFE

Resim
Ankara’nın Samanpazarı semtinde, her yeri gramofonlarla, taş plaklarla süslenmiş, küçük, sevimli bir mekân Gramofon Kafe. İşletmenin sahibi ise Ali Okan. Camiada bilinen adıyla Gramofoncu Ali. Bir merakla başlayan bu sevda, sonucunda koca bir koleksiyon ve Gramofon Kafeyi getirmiş beraberinde. Orhan Gencebay, Elvis Presley… gibi özel isimlerle adlandırılmış birçok köşenin bulunduğu mekânda gramofonun kulağınızda bıraktığı hoş sedayı unutmak pek mümkün görünmüyor. Ali Okan gramofon ile olan bağlantısını ise şu sözlerle açıklıyor: “Benin hikâyem gramofonu söktüğümde başladı...” Antikacıların, gümüşçülerin, hediyelik eşyacıların sağlı sollu parsellediği, kaldırımları 1980 model taşlarla onarılmış, dik, dar bir sokak Koyunpazarı yokuşu. Birkaç adım tırmanmaya kalkıştığınızda nefes nefese kaldığınız ama koşarak çıkmak istediğiniz sokak Koyunpazarı Yokuşu. Öfkeli ama gülebilen, soğuk ama içinizi ısıtabilen bir sokak Koyunpazarı Yokuşu. Yokuşun sonlarına doğru sağınızda kalan, önüne

Cumhuriyet’in kuvvet üssü: Eskişehir Cer Atölyesi

Resim
  Alman şirketinin 1894 yılında Anadolu’ya döşenen demiryolu hattında, işleri kolaylaştırmak için açtığı Anadolu-Osmanlı Kumpanyası bir süre sonra genç Türkiye Cumhuriyeti’nin temel yapı taşı olur. 1922 tarihinde Eskişehir Cer Atölyesi adını alan ve yurdun dört bir yanının demir ağlarla örülmesine öncülük eden kurum, 1950’li yıllara gelindiğinde kendi imalatı ürünler ile Türk sanayinin nabzını tutar. 1961 yılında üretilen Devrim Arabaları ile doruk noktasına ulaşan fabrika, 1984 yılından itibaren Tülomsaş adıyla hizmet vermeye başlar. Osmanlı’dan günümüze kalan 118 yıllık bu tarihi kurumun hikâyesini Eskişehirli araştırmacı gazeteci Bülent Özyağcı, Cer’in Cer olduğu günleri ise Devrim Arabaları’nın yaşayan tek mühendisi Kemalettin Vardar anlattı. Dünya’da ilk kez demiryolu ulaşımı 1925 yılında İngiltere’de ortaya çıkar. 25 yıl içinde tüm Avrupa topraklarını saran demir halatların beş kıtaya yayılmış Osmanlı İmparatorluğu’na girişi ise diğer yeniliklere göre daha çabuk olur.1866

MİLYON DOLARLIK SAMANLIK

Resim
Sürat Demiryolu Projesi’nin tarihi 1973 yılına dayanıyor. Proje kapsamında, yapımına 1976 yılında başlanan Ayaş Tüneli ise, gerisinde koca bir 35 yıl ve 21 Türkiye Cumhuriyeti hükümeti bırakmasına rağmen hala bitirilebilmiş değil. Tamamlanması halinde İstanbul-Ankara arası uzaklığı 146 km kısaltarak, iki saate indirecek tünelin yapımı için şimdiye kadar 1 milyar dolara yakın para harcandığı söyleniyor. Ancak bunca yatırıma rağmen yarım kalan tünel, bugün bölgede yaşayan insanlar tarafından samanlık olarak kullanılıyor. Ankara ülkemiz için siyasi olduğu kadar, coğrafi açıdan da son derece büyük öneme sahip. Dünya ticareti için önemli kabul edilen tarihi yolların geçtiği, nice kervanlara ev sahipliği yapıp, nice şiddetli savaşlara şahitlik eden Ankara, pek çok önemli şehir için de bağlantı noktası olma özelliği taşıyor. İstanbul, İzmir, Konya bağlantıları Ankara’yı jeopolitik açıdan önemli bir noktaya ulaştırıyor. Ankara’nın Ayaş ilçesi de özellikle ülkenin en önemli yolu olan A

RAYMOND HENRY WİLLİAMS

HAYATI Raymond Williams, 1921 yılında Galler bölgesi sınırındaki Pandy köyünde dünyaya geldi. Babası demiryollarında çalışan bir işçi olan Williams, İlkokulu doğduğu köyde bitirdi. Orta­ öğrenimini Abergavenny'deki bir devlet okulunda tamamlayan Williams, Cambridge Üni­ versitesi'ndeki Trinity College'i burslu olarak okumaya hak kazandı. I. Dünya Savaşı sıra­ sında tanksavar yüzbaşısı olarak görev yaptı. 1946'da, Oxford Üniversitesi bünyesinde yetişkinlere yönelik bir eğitim prog­ramında öğretmen olarak çalışmaya başladı. 1961'de Cam­ bridge Üniversitesi'ndeki Jesus College'da öğretim üyesi, 1974'te de aynı üniversitede tiyatro profesörü oldu. Kültür sos­ yolojisi ve edebiyat eleştirisi üstüne çok sayıdaki kitabının yanı sıra, 1947'de, işçi sınıfı kültürünü olumlayan, sol tandanslı “Politics and Letters” adlı derginin kurucuları arasında yer aldı. “New Left Review” adlı Marksist dergide de birçok yazısı yayımlanan Williams, İngiltere'de Marksi

YENİ MEDYADA HUKUKSAL DÜZENLEMELER: AVRUPA BİRLİĞİ İLE TÜRKİYE’NİN KARŞILAŞTIRILMASI

İçindekiler 1.Giriş 2.  İnternet             2.1. Dünyada internetin gelişimi             2.2. Türkiye’ye internetin girişi             2.3. İnternet gazeteciliği 3. Yeni Medya             3.1. Yeni Medyanın doğuşu             3.2. Yeni Medyada ihlal edilen etik sorunlar 4. Medya Sitelerinin Hukuki Sorumlulukları 5. Avrupa Birliği’nde İnternet Politikası                                5.1. Elektronik İmza             5.2. e-Avrupa Hareketi             5.4. Sanal Suçlar Sözleşmesi 6. Türkiye’nin İnternet Politikası ve Hukuksal Düzenlemeler             6.1. Sanal Suçlar Sözleşmesi’nde Türkiye’nin Durumu        6.2. 5 Şubat 2014 Tarihli 5651 Sayılı İnternet Yasası             6.3. Torba Yasa İle İnternete Yeniden Düzenleme             6.4. Anayasa Mahkemesi’nin İptal Kararı 7. Sonuç 8. Kaynakça Özet Değişen ve gelişen Kitle İletişim Araçları sonrası ortaya çıkan internet ve sonrasında Yeni Medya kavramı her geçen gün hayatımızda daha fazla