30 MART 2014 YEREL SEÇİMİNİN ARDINDAN HÜRRİYET, SABAH ve SÖZCÜ GAZETELERİNİN MANŞET HABERLERİNİN SÖYLEM ANALİZİ GİRİŞ
Günümüzde gelişen
teknoloji ile birlikte kitle iletişim araçlarına olan bağlılık ile birlikte her
geçen gün önemini arttırmaktadır. Bu durum, kitle iletişim araçlarının topluma
hükmetmesine yol açmakta ve insanların ne düşünmeleri konusunda onlara yol
göstermektedir. Bernard Cohen 1963 yılında The Press and Foreign Policy adlı
çalışmasında medyanın insana ne düşüneceğini söyleyemeyeceğini ancak ne
hakkında düşünebileceklerini söyleyebileceğini belirtmiştir. Bu
bağlamda kitle iletişim araçları siyasal alanda önceden belirlenmiş gündemlerin
inşasına yardım etmekte, üretken ekonomik ilişkileri dolayımlamakta, modern
endüstriyel sistemler içinde maddi bir güç haline gelmekte, teknolojik alanı
tanımlamakta, kültürel alana hükmetmektedirler. Yani içinde işledikleri
toplumsal alanda ilişkilerin inşasına yardım etmektedirler ve onların
işleyişinin içindedirler. Modern iletişim araçları, asla toplumsal yapılar ve
pratikler alanı dışında kavramsallaştırılamazlar, çünkü bu alanın bir parçası
haline gelmişlerdir (Hall, akt.İrvan, 1997:84).
Ayrıca
kitle iletişim araçları, insanların kendi kanılarını oluşturmalarına ve
onları ifade etmelerine yarayan araçların en önemlisidir. (Encabo, akt.İrvan,
1997:291) Hatta daha da iddialı bir biçimde insanların kendi deneyim alanları
dışında kalan konularda tümüyle medyaya bağımlı hale geldiklerini kabul
edilmesi gereken bir gerçektir.(Neumann, akt.İrvan, 1997:221). Bu cümlelerin en
anlaşılır hali ise şu şekildedir; Kitle iletişim araçları, sağladıkları
iletişim olanağı ve sundukları imkanlar çerçevesinde toplumlara yön verecek
derecede etkili potansiyele sahip bir güçtür. Burton medyanın esas gücünün,
insanların dünya görüşlerini şekillendirebilmesi, düşünce ve fikirlerinin temel
kaynağı olabilmesi gerçeğinde yatmakta olduğunu belirtmektedir.
Medya düşünce ve davranış biçimlerine yoğunlukla etki edebilmektedir.
Günümüzde kitleleri etkileyip yönlendirmede ise etkili olan en eski işlevsel
araç yazılı basındır. Son dönemde ‘sosyal medya’ her ne kadar bu gücü eline
geçirmeye çok yakın olsa da yazılı basın dünyada gerçekleşen olayların çoğu
hakkında bilgi edinimi ve kanaat oluşumu büyük ölçüde yazılı basın haberlerine
dayanmaktadır. Van Dijk bu konuda; Muhtemelen başka hiçbir söylem tipi bu kadar
çok insan tarafından aşağı yukarı aynı anlarda paylaşılmaz ve okunmaz demiştir.
Bu nedenle haberlerin takibi ve paylaşımı kitleleri bilgilendirmek ve
bilinçlendirmek anlamında büyük öneme sahiptir.
Kitle iletişim araçlarını yöneten ve yönlendiren kişilerin ideolojik
düşünceleri haberin paylaşılması noktasında büyük önem taşımaktadır. Medyanın özellikle haber aktarım sürecinde
gerçeğe yönelik “ideolojik tavrı” konusunda farklı yaklaşımlar bulunmaktadır. Bu
noktada liberal-çoğulcu teorisyenler kitle iletişim araçlarının sadece yaşanan
durumu yansıttığını savunurlar. Ancak ekonomi-politikçi teorisyenler de
medyanın gerçeği değil, kendi ekonomi-politiği doğrultusunda yeniden ürettiği
gerçekliğin aktarımını sağladığını iddia ederler. Kitle iletişim araçları haber
iletim sürecinde, doğrudan gerçeği aktarmaz; gerçeği kendi ideolojisi
doğrultusunda kodlar, yani gerçeği yeniden üretir. Böylelikle çoğu zaman farklı
ideolojiler sonucu ortaya çıkan yapay dünya, tamamen doğalmış gibi sunularak
gerçek ile “medya gerçekliği” arasındaki “mesafe” izleyicilerden gizlenir. Dolayısıyla,
algıladığımız gerçeğin belli ideolojilerin dolayımına maruz kalmış bir ürün
olduğu ve bu ürün üzerinden bilinçlerin yönlendirilmesinin amaçlandığı
unutulmamalıdır.
Tüm bu
çıkarımlar doğrultusunda ideolojinin yer aldığı hiçbir haberde saflık ve
dürüstlük aramak doğru olmaz. Bu noktada haberin asla basit ve saf olgulardan
ibaret olmadığı bilinmek zorundadır. Kitle iletişim araçları tarafından
toplumlara sunulmuş olan haberlerin birer seçme olduğu gerçeği hiçbir zaman göz
ardı edilmemelidir. Haber çözümlemesi yapılan tüm çalışmalarda aslında bir
taraflılığının ve yanlılığının olduğu görmek su götürmez bir gerçektir. En
keskin ifade ile belirtmek gerekirse; geçmişten günümüze gelene dek hiçbir
zaman tarafsız ve çıkar olgusu taşımayan haber yayınlanmamıştır.
Bu çalışmada 30 Mart 2014 tarihinde yapılan Mahalli İdareler
Seçiminin farklı ideolojilere sahip olan Hürriyet, Sabah ve Sözcü gazetelerindeki
yansımaları ve manşet haberleri incelenmiştir. Böylelikle farklı ideolojideki
üç farklı gazetenin aynı durumu nasıl yansıttığının keşfi amaçlanmaktadır.
30 MART YEREL SEÇİMİ VE SONUÇLARI
Türkiye’de yerel seçimler anayasanın
2972. Yasasının sekizinci maddesi uyarınca her beş yılda bir yapılmaktadır. Bu
doğrultuda son olarak Türkiye, son olarak 30 Mart 2014 tarihinde sandık başına
gitmiştir.
17
Aralık 2013 günü gerçekleştirilen ‘yolsuzluk operasyonları’ ve Cumhurbaşkanlığı
seçimleri arifesinde gerçekleştirilen seçimlerde Adalet ve Kalkınma Partisi
güvenoyu almak, Cumhuriyet Halk Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi ise bir
önceki seçimlere oranla oylarını arttırarak genel seçimlere hazırlanma amacıyla
seçmenin karşısına çıkmıştır.
30
Mart 2014 günü gerçekleştirilen yerel seçimlerden seçmenlerin yüzde 89.1’
sandık başına giderek oy kullanmıştır. Seçim sonuçlarına göre Adalet ve
Kalkınma Partisi oyların yüzde 43’ünü alırken, Cumhuriyet Halk Partisi yüzde
25, Milliyetçi Hareket Partisi ise yüzde 17 oranında oy toplamıştır.
YÖNTEM
Bu
çalışmada 30 Mart Yerel Seçiminin sonuçlarının seçimden sonraki üç gün boyunca
Hürriyet, Sabah ve Sözcü gazetelerinin manşetlerinde nasıl yer aldığının,
gazetelerin olayları manşetlerine nasıl taşıdığının söylem analizi yapılarak
ortaya çıkarılması amaç edinilmiştir. Söylem analizi, farklı konuşma yollarıyla
yapılanan farklı gerçeklikler, söylem etkileri, politik ilişkiler, güç
ilişkileri, bilgi ve ideoloji formları ile ilgilenir. Uygulayıcının kullandığı
dilin kültürel ve toplumsal bağlamda ele alınması, metnin söylemini
oluşturmaktadır. Söylem analizi en kısa anlamıyla çalışmalarda verilen
metinlerin ideolojik olarak yansımalarına bakılmasıdır. Verilmek istenen
mesajın ve hitap edilen toplumun özelliklerinin gün yüzüne çıkarılması amaç
edinilmiştir.
Çalışma, Van Dijk söylem çözümlemesi yöntemine bağlı kalınarak incelenmektedir.
Van Dijk söylem çözümlemesinde, nicelik ve nitelik çözümlemelerini
birleştirerek, haber metinlerini, haber metni çözümlemesi, metin anlambilimi,
yerel ve küresel bütünlük, etkiler, üst yapılar, haber şemaları, üslup ve
retorik, sosyal kognisyon ve sosyo-kültürel bağlamları çerçevesinde incelemektedir.
Bu çalışmanın temel düzeneği yerel
seçim sonuçlarının üç farklı gazetedeki yansımalarını tespit edebilmektir. Bu
bağlamda ideolojik olarak birbirinden ayrılan üç farklı gazete seçilmiştir.
Hürriyet gazetesi merkez bir gazetedir. Kemalist olarak bilinişi, ulusalcı
oluşu bu gazeteyi seçmemdeki önemli faktörlerdir. Sabah gazetesi ise mevcut
iktidara yakınlığı ile bilinen bir gazetedir. Haberlere yaklaşımı ve seçim
sonuçlarını değerlendirmesi bu noktada farklılık göstereceği düşüncesi
nedeniyle bu çalışmada yerini almıştır. Sözcü gazetesi ise mevcut Adalet ve
Kalkınma Partisi’ne olan muhalif duruşu ile tanınmaktadır ve sol ideolojiden
beslenmektedir. Seçim sonuçlarına yaklaşımı bu noktada büyük önem taşımaktadır.
Bu yüzden Sözcü gazetesi bu çalışmada incelenmiştir.
Bu çalışma gazeteler 31 Mart-2 Nisan 2014 tarihleri
arasındaki üç günlük süre boyunca takip edilmiştir. İncelememizde haberler van
Dijk’ın
eleştirel söylem analizi tablosuna bağlı kalarak hem
makro hem de mikro düzeyde ele alınacaktır. Makro yapılar, tematik ve şematik analiz olmak üzere iki
boyuta sahiptir. Tematik analiz, haber başlıkları, alt başlıkları ile haber
girişi ve spotlardan oluşur. Tematik yapı, esas itibariyle bir haberin makro
örgütlenmesini ifade eder. Bu anlamda haberin makro düzeyde içeriğinin resmi
temsilleri olarak haberin anlamını karakterize eder. Şematik analiz ise durum
ve yorumdan oluşmaktadır. Haber metninin incelenmesinin temel ölçütleri, ardalan
bilgisi, bağlamsal bilgi, sonuçlar ve haber kaynaklarıdır. Durum bölümünde,
hikâye örgüsü incelenir. Durum hakkında bilginin tamam olup olmadığına bakılır.
Ana olayın işleniş biçimi ile sonuçlar incelenir. Arka plan bilgisi, olayların
sosyal ve politik yönünü ifade eder. Yorum bölümünde ise, haber kaynakları ve
habere konu olmuş olayın taraflarının sözlü tepkileri incelenir. Mikro düzeyde
ise sözcük seçimleri, cümle yapıları, cümleler arasında kurulan nedensellik
ilişkileri ile retorik incelenir. Cümle yapılarında, cümlenin basit ya da
karmaşık, aktif ya da pasif gibi dilbilgisel özellikleri incelenir. Sözcük
seçimleri ise ideolojik yapılanma bağlamında oldukça önemlidir. Örneğin bir
kişinin “terörist” ya da “özgürlük savaşçısı” olarak adlandırılması,
gazetecinin/gazetenin ideolojik tercihini ortaya koyar. Retorik haberin inandırıcılığını
sağlamaya yöneliktir. Rakamların, istatistiklerin kullanımının yanı sıra olaya
tanık olan kişilerin görüşlerinden yapılan alıntılar ikna ve inandırıcılığı
sağlar.
BULGULAR ve
ANALİZLER
Seçim Sonuçlarının Manşetteki
Yansımaları
31 Mart 2014 tarihinde Hürriyet,
Sabah ve Sözcü gazeteleri seçim sonuçlarını okuyucularına şu şekilde
duyurmuştur.
HÜRRİYET:
SANDIK KARARI
SABAH: SEÇMENDEN KİRLİ İTTİFAKA ŞAMAR;
ERDOĞAN’A GÜVENOYU
SÖZCÜ: 40 İLDE ELEKTRİK KESİLDİ… AKP SEÇİMİ
KAZANDI
Seçimden bir gün sonra farklı
ideolojideki üç farklı gazete okuyucularına bu başlıklar ile seçim sonuçlarını
duyurmuştur. Hürriyet gazetesinin vermiş olduğu ‘SANDIK KARARI’ başlığı ile
ortada bir duruş sergileyerek seçim sonuçlarını değerlendirdiği
gözlemlenebilmektedir. Bu başlık ile ‘demokrasi’ vurgusunun yapıldığı ve halkın
kararının her şeyden önce geldiği söylemi okuyuculara mesaj olarak verilmek
istenmiştir. Haberin detaylarında 2009 yılında gerçekleştirilen seçim
sonuçlarına değinen gazete, 2014 yılındaki sonuçlar ile bir karşılaştırma
yoluna gitmiş ve Adalet ve Kalkınma Partisi’nin aldığı sonuçlar ile güvenoyu
tazelediğini takipçilerine aktarmıştır. İlk sayfasında Adalet ve Kalkınma
Partisi Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın balkon konuşmasına
yer veren Hürriyet, burada demeçlere yorum katmadan okuyucularına aktararak
merkezde bir gazete olduğunu göstermiştir.
30 Mart seçimlerinden bir gün sonra
basılan Sabah gazetesi ise ‘SEÇMENDEN KİRLİ İTTİFAKA ŞAMAR; ERDOĞAN’A GÜVENOYU’
okuyucularının karşısına çıkmıştır. Mevcut iktidara yakınlığı ile bilinen
gazete, bu yakınlığını manşetinde verdiği güvenoyu, şamar, kirli ittifak gibi
kelimeler ile göstermiştir. Manşet başlığında 17 Aralık 2013 tarihinde
gerçekleştirilen ‘yolsuzluk operasyonlarına’ ve ‘cemaat-CHP’ yakınlaşmasına
gönderme yapan Sabah Gazetesi, halkın verdiği oylarla Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan’a güvendiğini belirtmiştir. Türk Siyaset Dünya’sında ‘paralel yapı’
olarak adlandırılan ‘Gülen Cemaati’ne gönderme yapan Sabah Gazetesi, manşet
spotunda ‘kumpas’ kelimesine yer vermiş ve başbakana oyunlar oynandığını ancak
her şeye rağmen Adalet ve Kalkınma Partisi’nin sekizinci seçimden de
galibiyetle ayrıldığını okuyucularına aktarmıştır. En genel anlamıyla Sabah,
seçmiş olduğu kelimeler ile mevcut iktidara yakın duruş sergilediğini
göstermiştir.
Sözcü Gazetesi ile seçimden bir gün
sonra basılan sayısında geçmiş dönemde yaşanan olaylara atıfta bulunarak
okuyucularının karşısına çıkmıştır. 31 Mart 2014 tarihinde yayınlanan sayısına
‘40 İLDE ELEKTRİK KESİLDİ… AKP SEÇİMİ KAZANDI’ başlığını atan Sözcü, Adalet ve
Kalkınma Partisi’nin seçimleri hile yaparak kazandığını anlatmayı amaçlamıştır.
Haber metninde sandıkların ilk açıldığı anlarda Adalet ve Kalkınma Partisi’ne
verilen oyların azlığına dikkat çeken gazete, bu sırada elektriklerin bilinçli
olarak kesildiğini ve bu sırada oyların değiştirilerek seçimde hile yapıldığını
okuyucularına aktarmayı tercih etmiştir. Hürriyet ve Sabah Gazetelerinin aksine
‘balkon’ fotoğrafına yer vermeyen Sözcü, onun yerine attığı başlığa uygun
elektriklerin kesildiği anlarda sayılan oyları anlatan bir fotoğraf kullanmayı
tercih etmiştir. Bu fotoğrafta da yine Sözcü Gazetesi’nin muhalif duruşunu ve
yapmış olduğu göndermeyi anlayabilmek mümkündür.
1 Nisan 2014 tarihinde basılan Hürriyet,
Sabah ve Sözcü gazetelerinde yine seçimin yansımaları görülmektedir. Üç farklı
gazetenin attığı başlıklar şu şekildedir;
HÜRRİYET: İKİ BİLENDEN OY ANALİZİ
SABAH: PARALEL’İN GÜCÜ MEĞER BALONMUŞ
SÖZCÜ: EL ELE İNTİKAM YEMİNİ
30 Mart 2014 Yerel Seçimlerinden iki
gün sonra gazeteler seçimle ilgili haberlere manşetlerinden yer vermeye devam
etmiştir. Hürriyet Gazetesi okuyucularının karşısına ‘İKİ BİLENDEN OY ANALİZİ’
manşetiyle çıkmıştır. A&G Komuoyu Araştırma Şirketi’nin sahibi Adil Gür ve
Konda Araştırma Şirketi Bekir Ağırdır’ın seçim hakkındaki demeçlerine haberde
yer veren Hürriyet Gazetesi yine seçim sonuçlarıyla ilgili yorum yapmamıştır.
Adil Gür’ün seçim yorumlarına yer veren gazete, seçimi Adalet ve Kalkınma
Partisi’nin belediyecilik alanında yapmış olduğu hizmetler neticesinde
kazandığı vurgusuna yer vermiştir. Aynı zamanda Bekir Ağırdır’ında seçmenin
psikolojisi ile ilgili demeçleri manşet altı haberde yer bulmuştur. Birinci
sayfada seçim sonuçları ve siyasi liderlerin görüşlerine yer veren Hürriyet
Gazetesi söylem analizi noktasında herhangi bir veri elde etmemize olanak
tanıyacak bir yorumda bulunmamıştır.
Seçimden iki gün sonra Sabah
Gazetesi okuyucularının karşısına ‘PARALEL’İN GÜCÜ MEĞER BALONMUŞ’ manşetiyle
çıkmıştır. Burada 17 Aralık 2013 günü başlayan ve uzun süre ülke gündemini
meşgul eden ‘yolsuzluk operasyonları’na ve ‘Gülen cemaati’ne gönderme yapan
gazete, yine mevcut iktidar olan Adalet ve Kalkınma Partisi ile Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan’ın destekçisi olduğunu göstermiştir. Gülen cemaatini ‘paralel
yapı’ olarak adlandıran gazete, cemaatin uzun süre seçimleri etkilemeye
çalıştığı ve mevcut hükümeti düşürmeye yönelik bir politika izlediği ancak
bunda başarılı olamadığını okuyucularına aktarmıştır. Paralel yapıyı ‘kağıttan
kaplan’a benzeten Sabah Gazetesi, aslında oluşumun hayali bir gücü olduğunu ve
şimdiye kadar ülke gündemini boş yere meşgul ettiğini anlatmaya çalışmıştır.
Sözcü Gazetesi ise seçimden iki gün
sonra ‘EL ELE İNTİKAM YEMİNİ’ başlıklı manşet ile okuyucularının karşısına
çıkmıştır. Bu manşete Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘balkon konuşması’
fotoğrafını ekleyen gazete, seçimden galibiyetle ayrılan Adalet ve Kalkınma
Partisi Genel Başkanı ve Başbakanı eleştirmeye devam etmiştir. Yolsuzluk
operasyonu sürecinde adı geçen kişiler ve ailesi ile birlikte poz veren
Erdoğan’ı eleştiren gazete, Recep Tayyip Erdoğan’ın geçmişte yaptıklarını
‘hata’ olarak değerlendirmiş ve yine hata yapmaya devam edeceğini savunmuştur.
Milleti ayrıştıracağı vurgusunun yapıldığı spotta ‘zihniyet’ kelimesini
kullanan gazete, aslında Erdoğan’ı ağır bir şekilde eleştiri yağmuruna
tutmuştur. Ayrıca gazete manşet üst başlığında ‘tehdit’ kelimesini kullanmış,
Erdoğan’ın, ona oy vermeyenleri tehdit ettiğini ileri sürmüştür. Muhalif tavrı
ile bilinen gazete seçimlerden iki gün sonra yayınlamış olduğu bu sayı ile yine
seçim sonuçlarını ve Recep Tayyip Erdoğan’ı eleştirmeye devam etmiştir.
2 Nisan 2014 tarihinde Hürriyet,
Sabah ve Sözcü gazeteleri manşetlerine şu başlıkları taşımıştır;
HÜRRİYET: PARKA 40 YASİN ADADIM
SABAH: ‘PARALEL’E SIĞINDIK TABANI
KÜSTÜRDÜK’
SÖZCÜ: SANDIĞI DA KİRLETTİLER
Seçimden üç gün sonra Hürriyet
Gazetesi manşetinde seçimle ilgili haber girmemiştir ve Edirne’de gerçekleşen
bir olaya yer vermiştir. Edirne’de bir parkta gerçekleşen olayda yaşlı bir
kadının inşaatı engellemek için kepçenin önüne oturduğunu anlatan haberde bir
yıl önce yaşanan ‘Gezi Parkı’ olayları anımsatılmak istenmiştir. Ancak birinci
sayfada sadece ‘Oy Nöbeti’ başlıklı bir haber ile okuyucuların karşısına
çıkılmış ve Ankara’daki Yüksek Seçim Kurulu önünde gerçekleştirilen eylem ve
polisin müdahalesi anlatılmıştır. Ancak yine önceki günlerde olduğu gibi
Hürriyet Gazetesi, haberde iktidar yanlısı ya da muhalif bir duruş sergileme
yolunu tercih etmemiştir.
Sabah Gazetesi 2 Nisan 2014 günü
okuyucusunun karşısına ‘‘PARALEL’E SIĞINDIK TABANI KÜSTÜRDÜK’ başlıklı manşet
ile çıkmıştır. Ana muhalefet partisi Cumhuriyet Halk Partisi’nin Artvin
Belediye Başkan Adayı Emin Özgün’e söz vermiştir. Özgün’ün açıklamaları
neticesinde Cumhuriyet Halk Partisi’nin Gülen cemaati ile işbirliği yaptığını
vurgulamak isteyen gazete, partinin cemaatten medet umduğu ve asıl partilileri
küstürdüğü için seçimi Artvin’de kaybettiğini anlatmak istemiştir. Artvin’i
Cumhuriyet Halk Partisi’nin kalesi olarak gören gazete, Adalet ve Kalkınma
Partisi’nin burada seçimi kazanmasını ise ‘ezici üstünlük’ ara başlığı ile
okuyucularına duyurmuştur.
Sözcü Gazetesi 2 Nisan 2014
tarihinde ‘SANDIĞI DA KİRLETTİLER’ başlığıyla basılmıştır. Üst başlığında 17
Aralık 2013 tarihinde gerçekleştirilen ‘yolsuzluk operasyonları’na ve bu
operasyonların simgesi durumunda olan ve uzun süre gündemi meşgul eden
‘ayakkabı kutuları’na gönderme yapan gazete bu kelimeleri seçerek yine muhalif
bir duruş sergilemiştir. Seçimin dürüst bir şekilde tamamlanmadığını belirten
gazete bu tezini ‘şaibe’ kelimesini kullanarak güçlendirmeye çalışmıştır. Aynı
zamanda haberde Yüksek Seçim Kurulu önünde gerçekleştirilen eylemlere de
değinen gazete, polisin eylemcilere uyguladığı tavrı ağır bir şekilde eleştirmiş
ve polisi Tayyip Erdoğan’ın askerleri olmakla suçlamıştır. Bu süreçte gazete en
ağır ifadelerini bu sayısında kullanmış ve seçimlerin birçok yerde yeniden
yapılması gerektiğini savunarak Adalet ve Kalkınma Partisi’nin karşısında
olmaya devam etmiştir.
SONUÇ
İdeoloji kavramı toplumun her köşesinde ve her bireyde oturmuş
durumdadır. Ancak bu durum daha fazla kişiye ulaşmaları noktasında kitle
iletişim araçları açısından daha büyük önem taşımaktadır. Nitekim bu çalışma da
üç gün boyunca sadece manşet haberlerini incelediğimiz Hürriyet, Sabah ve Sözcü
gazetelerinde de bu ideolojik düşünceyi fazlasıyla görmek mümkün oldu.
Daha önce de belirttiğimiz üzere
Hürriyet Gazetesi merkez bir gazete olup, bu dönem süresince mevcut siyasal
iktidara yakın ya da karşıt bir duruş sergilemekten uzak olmaya çalışmıştır.
Bunun en önemli faktör ise Hürriyet Gazetesi’nin de içerisinde yer aldığı Doğan
Medya Grubu’nun sahibi Aydın Doğan’ın geçtiğimiz yıllarda yemiş olduğu büyük
vergi cezasıdır. İlk günden beridir merkez bir gazete olarak tanınan Hürriyet,
kutuplaşmaların bu kadar yoğun olarak yaşandığı şu günlerde muhalif ya da
destekçi olmak yerine yorumsuz olarak haberleri vermeyi tercih etmiştir. Tüm
basın kuruluşları seçim sonuçlarını vermeye devam ederken Hürriyet Gazetesi
seçim bittikten sonraki üçüncü günde seçim sonuçlarına ilişkin haber vermeyi en
aza indirmiştir. Her ne kadar bu durum tepki toplasa dahi Hürriyet Gazetesi
tercihini bu yönde kullanmış ve olabildiğince bu durumda tarafsız kalmayı ve
uzak durmayı tercih etmiştir.
Ancak Sabah Gazetesi için aynı
şeyleri söylemek mümkün değildir. Uzun süre Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın
dünürü olan Ahmet Çalık’ın sahibi olduğu Çalık Grubu’nun bünyesinde olan Sabah
Gazetesi her ne kadar el değiştirse dahi yine iktidara yakın olmaya ve bu
çerçevede haberler yapmaya devam etmiştir. Gazetenin özelleştirilmesi sürecinde
basına yansıyan ‘yolsuzluk’ iddialarına rağmen yoluna devam eden gazete seçim
sürecinde olduğu gibi seçim sonrasında da iktidara yakın olmaya devam etmiş ve
bu doğrultuda haberler yapmıştır. Takip edilen üç günlük süre boyunca iktidar
aleyhine tek bir habere manşetinde yer vermemiştir.
Sözcü Gazetesi yayın hayatına
başladığı günden bu yana sürekli sol ideolojiden beslenmeyi amaç edinmiştir. Bu
durum yüzünden ilk günden beri mevcut iktidar olan Adalet ve Kalkınma
Partisi’nin karşısında bir sergileyen Sözcü Gazetesi, 30 Mart 2014 tarihinde
gerçekleştirilen Yerel Seçimlerin öncesinde ve sonrasında da bu tavrından
vazgeçmemiştir. İncelediğimiz üç gazete içerisinde seçim sonuçlarına en sert
şekilde yaklaşan gazete olan Sözcü Gazetesi bu süreç içerisinde Sabah
Gazetesi’nin tam karşıtı haberler yayınlamış ve sert bir dil kullanarak mevcut
iktidarın karşısında olduğunu açık bir şekilde göstermiştir.
1980 sonrası gelişen ve değişen
ekonomik düzende medya şirketleri patronların eline geçmeye başlamıştır. Çünkü
parası olan her patron elinde bulunduracağı kitle iletişim aracının (gazete,
dergi, televizyon… vb.) gücünden yararlanmak istemiştir. Ancak bu durum medya
içerisinde farklı kutuplaşmaların olmasına neden olmaktadır. Bu durumda her bir
basın kuruluşu olaylara ideolojileri ve ekonomik çıkarları doğrultusunda
bakmakta ve okuyucularına da bu şekilde duyurmaktadır. İncelenen ve söylem
analizi yapılan üç gazetenin ardından bu çalışmadan çıkarılabilecek en önemli
sonuç basının ekonomik ve ideolojik çıkarları doğrultusunda haberlere
yaklaştıklarıdır.
KAYNAKÇA
Şeker, Mustafa, Terör ve Haber
Söylemi, Literatürk, 2009.
SÖZEN, E. Söylem, Paradigma Yayınları,
İstanbul, 1999.
İRVAN, S. 1997 Medya Kültür Siyaset, Ark Yayınları,
Ankara
İRVAN, S. 2001 Gündem Belirleme Yaklaşımının
Genel Bir Değerlendirilmesi, Gazi
İletişim, Sayı:9
ALVER, Füsun 2003 Basında Yabancı Tasarımı ve Yabancı Düşmanlığı, Der Yayınları,
İstanbul
ERTAN Keskin, Z., “Türkiye’de Haber
İncelemelerinde Van Dijk Yöntemi”, Dursun, Ç. (Der.), Haber Hakikat ve İktidar
İlişkisi, Elips Yayınları, Ankara, 2004.
İNAL, A. 1996 Haberi Okumak, Temuçin
Yayınları, İstanbul
Yorumlar
Yorum Gönder